Lazca 1929’dan beri Latin alfabesi ile yazılmaktadır. İlk Laz alfabesini hazırlayan kişi İskender Tzitaşi, 7 Kasım 1929’da Latin harflerine dayalı bir Laz alfabesi (Laz alphabet) geliştirmiştir. Günümüzde kullanılan alfabesi ise 1990’lardan sonra yaygın olarak kulanılmaya başlanan yine Latin harfleri temel alınarak hazırlanmış bir alfabedir ve 35 harf bulunur.
Laz alfabesinde 35 harf vardır. Bunlardan 5’i sesli, 30’u sessiz harftır. Türkçe’deki sesli harfl erden “I, Ö, Ü” Lazca’da yoktur. Lazca’daki 30 sessiz harfin 10 tanesi Türkçe’de yoktur. Bunlar; č,̣ ğ, ǩ, ṕ q, ť, x, ž, ʒ, ǯ harfleriyle gösterilen seslerdir. Geri kalan 20 ses Türkçe’deki gibi okunur.
Lazca bir fiil kökünün başına ve sonuna (ör. oǩo-v-i-sinap-am-t), bazı durumlarda fiil kökünün ortasına ek gelebilir (ör. ǩi-tx-um). Bu yüzden de eklemeli bir dildir. Eklerinin birkaç örneği aşağıda bulunabilmektedir:
Çekimli bir fiilde, özne ve nesne aynı anda bulunabilir (ör. g-żirem).
Bir eylem, kimsenin yararına olmadan nötr olabileceği gibi (ör. p̌-ç̌ar-um)…
Bir eylem, öznenin (ör. i-ç̌ar-ams) ya da nesnenin yararına (ör. u-ç̌ar-ams) gerçekleşebilir.
Hemen hemen bütün fiillerin başına yöneki gelebililir (ör. golo-vulur). Yönekleri fiilin hangi yönde devam ettiğini gösterir.
Lazca fiilin türüne göre (durum ya da hareket fiili oluşu, nesne alıp almaması gibi) üçüncü şahıs özneler yalın halde (ör. bere ‘çocuk’), ergatif halde (ör. bere-k ‘çocuk tarafından’) ya da datif halde (ör. bere-s ‘çocuğa’) olabilmektedir.
Ayrıca, fiilin en başına cümlenin anlamını güçlendiren, kesinlik katan (ho, ko, do, menda gibi) ekler/sözcükler (ör. ko-moxtu) gelebilmektedir.
Bütün bu özellikler Lazcanın fiiller bakımından anlatım günü zengin bir dil olduğunu göstermektedir.