Günümüzde imeceyle yapılan işler azalsa da kısa bir zaman öncesine kadar köy hayatındaki birçok iş imeceler ile yapılırdı. İmeceler sadece bir iş ortamı değil aynı zamanda birlikte eğlenme, örgütlenme, öğrenme ve öğretme ortamıydı. İmecelerde oyunlar oynanır, şarkılar, destanlar, karşılamalar söylenirdi.

İmecelerde söylenen şarkılar, destanlar, karşılamalar, anlatılan hikayeler ve oynanan oyunlar yapılan işi kolaylaştırmaya yarardı. Aynı zamanda kültürün bu alandaki inşası kültürün aktarılmasına ve yaşatılmasına da olanak sağlıyordu.

İmecedeki müzik sadece eğlence amaçlı kullanılan bir müzik değildi, aynı zamanda yaşamın bilhassa içinde olan ve yaşamı etkileyen bir müzikti.

İmecede hakim müzik formu atma karşılama ve kovalamadır. İmecede yapılan atma karşılamalar o anki duruma bağlı olarak düşünülen ve üretilen bir yapıdadır.

Erkek imecelerinde işin ağırlığını hafifletmek için bağırışlar ve haykırışların yanında helessa yalessalar da imece müziğinin vazgeçilmezlerindendir (Avcı, 2011:28). Helessa Yalesalar Karadeniz kıyısı boyunca birçok yerde söylenen denizci türküleridir. Sinop ve Tosya’da biraz daha farklı şekillerde uygulanan bir ritüel halini almıştır. Laz kültüründeki pratiği ise erkek imecelerinde, denizle ilgili işlerde ve düğünlerde karşımıza çıkmaktadır.

Kadın imecelerinde ise tarla kazarken ritüel halinde söylenen Yamo şarkısı biliniyor. Konuyla ilgili İsmail Avcı şöyle aktarıyor: “Buna göre; kadınlar kazmaları toprağa vururken belirli bir düzende ritim tutarlar. Bu sırada Yamo’yu söylerler” (Avcı, 2011:48).

*Bu bilgiler Onur Kahveci’nin yayımlanmamış “Laz Müziği:Yerel Pratikler, Piyasa ve Yeniden İnşa” adlı çalışmasından alınmıştır.